Anayasa Mahkemesi Hükümlü Kişinin Avukatıyla Telefonla Görüşmesine Engel Olmanın Tek Başına Hak İhlaline Neden Olmayacağına; Ancak “Somut Olayın Koşulları” Çerçevesinde İhlalin Gerçekleşebileceğine Hükmetmiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin Sinan Gül Başvurusu kararına konu olayda (Başvuru No: 2016/7628, 27/02/2020 T., Karar için bkz. 09/04/2020 tarihli ve 31094 sayılı Resmi Gazete) hükümlü, avukatıyla telefon aracılığıyla haberleşmesine izin verilmesi için cezaevi idaresine başvuruda bulunmuştur. İdare ve Gözlem Kurulu hükümlülerin yalnızca eşi, ikinci dereceye kadar kan ve birinci derece kayın hısımları, vasisi veya kayyumları ile telefon aracılığıyla görüşebileceği gerekçesiyle başvurucunun talebini reddetmiştir. Başvurucunun İdare ve Gözlem Kurulu kararına karşı yapmış olduğu itiraz İnfaz Hakimliğince, İnfaz Hakimliği kararına yapmış olduğu itiraz da Ağır Ceza Mahkemesince reddedilmiştir. Nihayetinde başvurucu tarafından Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunulmuştur.

Anayasa Mahkemesi tarafından “tutukluların” avukatları ile telefon vasıtasıyla haberleşmelerine engel olacak bir düzenlemenin mevzuatımızda bulunmadığı belirtilmiştir. Ancak “hükümlülerin” yalnızca eşi, ikinci dereceye kadar kan ve birinci derece kayın hısımları, vasisi veya kayyumları ile telefon aracılığıyla görüşebileceği düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesine göre tutuklu ve hükümlüler farklı statüde bulundukları için haklarında farklı kuralların öngörülmesi eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmez. Tutuklu kişilerin henüz bir suç işlediği sabit olmamışken; hükümlülerin bir suç işlediği mahkeme kararı ile tespit edilmiş ve haklarında kesinleşen mahkumiyet hükmü tesis edilmiştir. Kanun koyucunun takdir hakkını kullanarak hükümlülerin avukatları ile telefonla haberleşmesine engel olacak düzenlemeler ihdas etmesi tek başına haberleşme hürriyetinin ihlalini oluşturmaz.

Bununla birlikte –hükümlülerin avukatları aracılığıyla telefonla haberleşmesine engel olmak tek başına haberleşme hürriyetinin ihlalini oluşturmasa da– somut olayın koşullarına göre hükümlünün avukatı ile telefon aracılığıyla haberleşmesine müdahale etmek hak ihlali teşkil edebilir. Anayasa Mahkemesine göre hükümlülerin avukatları ile iletişim kurabilmelerindeki bireysel yarar ile kamu yararı arasında makul bir dengeleme yapılarak hükümlülerin öznel durumları gözetilmek suretiyle belli bir esnekliğin sağlanması gerekir. Bu bağlamda hükümlünün avukatıyla telefon vasıtasıyla görüşme talebi, hükümlünün dayandığı nedenler ve somut olayın özen koşulları gözetilerek hukuki yardım almanın kolaylaştırılması temelinde değerlendirilmeli ve yeterli gerekçe ile karşılanmalıdır.

Anayasa Mahkemesi yukarıdaki ilkeler ile başvuru konusu olayı değerlendirdiğinde somut olayda hükümlünün avukatıyla yüzyüze görüşme, mektup, faks ve benzeri yöntemlerle iletişim kuramadığı ya da bu iletişim yollarının yeterli olmadığı yönünde bir iddiasının bulunmadığı ve ayrıca hükümlünün avukatıyla görüşme talebine ilişkin öznel nedenler de ileri sürmediği gerekçesiyle hükümlünün haberleşme hürriyetinin ihlal edilmediğine karar vermiştir. Karar bugünkü 809/04/2020) Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Bilgilerinize sunarız.

Yazar Hakkında

Av. Burak AKIN

Av. Burak AKIN lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde, tezli yüksek lisans eğitimini ise Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde tamamlamış olup halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde doktora eğitimine devam etmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ayrıca bu yazıları da inceleyebilirsiniz.