Anayasa Mahkemesi’nin Edip Elma ve Diğerleri Başvurusu kararına konu olayda (B. No:2015/14826, 18.4.2019 T. Karar için bkz. 25.06.2019 Tarihli ve 30812 Sayılı Resmi Gazete) başvurucular durdurma ve kimlik sorma işlemi sırasında polis memurları tarafından hakarete maruz kaldıklarını ve darp edildiklerini ileri sürmüşlerdir. Polis memurlarından biri de benzer şekilde bir başvurucu tarafından darp edildiğini ve hakarete maruz kaldığını, diğer polis memurları da tüm başvurucularca kendilerine hakaret edildiğini ileri sürmüştür.
Polis memurları ve başvurucuların basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığına ilişkin sağlık raporu bulunmaktadır.
Tarafların karşılıklı şikayeti üzerine başlayan soruşturmanın sonucunda hem başvurucular hem de polis memurları hakkında kamu davası açılmıştır. İlk derece mahkemesince başvurucular kamu görevlisine hakaret suçu işledikleri gerekçesiyle mahkum edilmişlerdir; ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Polis memurları da başvuruculara karşı hakaret suçu işledikleri gerekçesiyle mahkum edilmişlerdir; ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Başvuruculardan Yunus Demir ayrıca görevi yaptırmamak için direnme suçundan dolayı da hapis cezasına mahkum edilmiştir. Polis memurları da ayrıca başvurucu Yunus Demir’e karşı kasten yaralama suçunu işledikleri gerekçesiyle 1.500 TL adli para cezasına mahkum edilmiştir. Hem Yunus Demir hem de polis memurları hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Başvurucular polis tarafından darp edilme ve hakarete maruz kalma ile bu olayla ilgili olarak etkili bir soruşturma yürütülmemesi nedeniyle köyü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
Anayasa Mahkemesi polis memurlarının başvurucu Yunus Demir’i darp ettiklerinin mahkeme kararıyla sabit olduğuna dikkat çekmiştir. Mahkeme sağlık raporuna göre Yunus Demir’de bulunan yaralanmaların burun, göz, kulak kısmında yani kafa bölgesine olduğunu tespit etmiştir. Anayasa Mahkemesi bu bölgelerde meydana gelen yaralanmaların polis memurları tarafından açıklanamadığını belirtmiştir. Mahkeme, bunun yanı sıra, başvurucu Yunus Demir’in diğer başvuruculardan ayrı olarak farklı bir araçla ve bir karakola götürülmüş olduğu üzerinde durmuştur. Her ne kadar basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olsa da Anayasa Mahkemesi başvrucu Yunus Demi’de meydana gelen yaralanmaların kafa bölgesinde olmasını, başvurucunun maruz kaldığı eylemin süresini, etkisini, amacını ve sonuçlarını gözönünde bulundurarak eylemin “EZİYET” olarak nitelendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşmıştır.
Sonrasında Anayasa Mahkemesi polis memurlarının eziyet olarak nitelendirecek şekilde kişiyi darp etmesi nedeniyle 1.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasının ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının KAMU GÖREVLİLERİNİN KARIŞTIĞI BU TÜR EYLEMLERE MÜSAMAHA GÖSTERİLDİĞİ VE KAYITSIZ KALINDIĞI İZLENİMİ UYANDIRABİLECEĞİNİ; AYRICA HUKUK DEVLETİNE OLAN GÜVENİN SARSILMASINA YOL AÇABİLECEĞİNİ belirterek eziyet yasağının (Anayasa m. 17/3) ihlal edildiğine karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi, ayrıca, diğer başvurucuların da ilk derece mahkemesi nezdinde darp edildiklerini ileri sürmelerine rağmen derece mahkemesince bu konuda bir araştırma yapılmaması ve hüküm kurulmaması nedeniyle, diğer başvurucular hakkında da Anayasa’nın 17. maddesinin 3. fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiştir.
