Mahkûmiyet Hükmünün Kanun Yararına Bozulmasından Sonra Önceki Mahkûmiyet Kararının Tamamen veya Kısmen İnfaz Edilmesi Sonrasında Oluşan Maddi ve Manevi Zararlarında Giderimi?

Anayasa Mahkemesi’nin İlhan Doğan Başvurusu Kararına Konu Olay

Anayasa Mahkemesi’nin İlhan Doğan Başvurusu kararına konu olayda (Başvuru Numarası: 2018/23577, Karar Tarihi: 16/6/2021, R.G. Tarih ve Sayı: 10/9/2021-31594) başvurucunun büyükbaş hayvanlarının akrabalarının tarlasına girerek ürünlere zarar vermesi üzerine akrabalarıyla aralarında kavga çıkmıştır.

Mala Zarar Verme Suçundan 2.000 TL Adli Para Cezasına Mahkûmiyet

Cumhuriyet Başsavcılığı başvurucu hakkında mala zarar verme ve kasten yaralama suçundan soruşturma başlatmıştır. Soruşturmanın tamamlanmasının ardından açılan kamu davası neticesinde başvurucunun mala zarar verme suçundan 2.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, kesin olarak, karar verilmiştir.

Mahkûmiyet Hükmünün İnfazı

Hüküm infaz için Başsavcılığa gönderilmiştir.

Başsavcılık başvurucuya, mala zarar verme suçundan kesinleşen 2.000 TL adli para cezasına ilişkin ödeme emri göndermiştir. Ödeme emrinde başvurucunun belirlenen sürede ödeme yapmadığı takdirde adli para cezasının ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarınca cezasının hapse çevrilerek günlük çalışma süresi en az 2 saat ve en fazla 8 saat olmak kaydıyla, iki saat çalışma karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılacağı bildirilmiştir. Ödeme emri başvurucuya tebliğ edilmiştir.

Başsavcılık 19/9/2017 tarihinde adli para cezasının yasal süresinde ödenmediği gerekçesiyle 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 106. maddesinin (3) numaralı fıkrasına göre hürriyeti bağlayıcı cezaya çevrilmesine (2.000 TL adli para yerine 100 gün hapis), adli para cezasından çevrilen bakiye hapis cezası karşılığında başvurucunun iki saatlik çalışma karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına, ilamın infazı için on gün içinde en yakın Cumhuriyet başsavcılığına müracaat etmesine, aksi hâlde adli para cezasından çevrilen hapis cezasının tamamının açık ceza infaz kurumunda infaz edileceğine dair başvurucuya çağrı kâğıdı göndermiştir. Söz konusu çağrı kâğıdı başvurucuya tebliğ edilmiştir.

Başvurucunun müracaatından sonra Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından oluşturulan çalışma protokolü gereğince başvurucunun İlçe Müftülüğü uhdesinde bulunan kurumlar ile birim ve eklentilerinde temizlik hizmetleri kapsamında 22/11/2017 ila 26/12/2017 tarihlerinde kamu yararına çalıştırılması kararlaştırılmıştır.

Başvurucunun 22/11/2017 ile 26/12/2017 tarihleri arasında İlçe Müftülüğü bünyesinde 200 saat çalıştırılmak suretiyle adli para cezası infaz edilmiştir.

Mahkûmiyet Hükmünün İnfazından Sonra Hükmün Kanun Yararına Bozulması

Başvurucu vekili 31/7/2017 tarihinde mala zarar verme suçunun kasten işlenebilen suçlardan olduğunu, iddiaya konu eylemde ise kasıt unsurunun olmadığını belirterek kanun yararına bozma talebinde bulunulması için Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne başvurmuştur.

Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi gereğince kararın bozulması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat etmiştir.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi mala zarar verme suçunun kasten işlenebilen suçlardan olduğu, ihmalî davranışlarla işlenememesi nedeniyle suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmesi gerektiğini belirterek mahkûmiyet hükmünün kanun yararına bozulmasına ve başvurucunun beraatine karar vermiştir.

Mahkumiyet Hükmünün Bozulmasından Sonra Uğranılan Zararların Giderim Talebi ve Talebin Reddedilmesi

Başvurucu, kanun yararına bozma ve beraat kararından sonra infaz edilen 2.000 TL adli para cezasının iadesi için mahkemeye müracaat etmiştir.

Mahkeme hükmedilen adli para cezasının kamu yararına çalışılarak infaz edildiği, infaz aşamasında herhangi bir ödeme yapılmadığı gerekçesiyle başvurucunun talebini reddetmiştir.

Başvurucunun bu karara karşı yaptığı itiraz Ağır Ceza Mahkemesince reddedilmiştir.

Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru

Kesinleşen karara karşı başvurucu otuz günlük yasal süre içinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

Başvurucu 2.000 TL adli para cezası yerine iki ay boyunca kamuya yararlı bir işte çalışarak cezasının infaz edildiğini, hayvancılık ve çiftçilikle geçimini sağladığını, kamuya yararlı işte çalıştığı süre zarfında işleriyle yeterince ilgilenemediğini, maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek kanun yararına bozma sonucunda beraatine karar verilmesine karşın adli para cezası miktarının iade edilmemesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği, adil yargılanma hakkı ile zorla çalıştırma yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Anayasa Mahkemesi’nin Değerlendirmesi

Anayasa Mahkemesi öncelikle; Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 323. maddesinin 3. fıkrasında “Yargılamanın yenilenmesi sonucunda beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının verilmesi halinde, önceki mahkûmiyet kararının tamamen veya kısmen infaz edilmesi dolayısıyla kişinin uğradığı maddî ve manevî zararlar bu Kanunun 141 ilâ 144 üncü maddeleri hükümlerine göre tazmin edilir.” şeklinde hükmün yer aldığına dikkat çekmiştir.

Sonrasında Mahkeme oy çokluğu ile verdiği kararında; CMK m. 323/3’te yer alan düzenleme nedeniyle mahkûmiyet hükmünün olağanüstü kanun yollarıyla bozularak beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının verilmesi hâlinde önceki mahkûmiyet kararının tamamen veya kısmen infaz edilmesi dolayısıyla kişinin uğradığı maddi ve manevi zararların 5271 sayılı Kanun’un 141. ila 144. maddeleri hükümlerine göre tazmin edilebileceğini belirtmiştir. Buna göre başvurucunun hukuk sisteminde mevcut olan bu yolu kullandığına dair bir bilgi sunmadığı gerekçesiyle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.

Bilindiği üzere Ceza Muhakemesi Kanunu’nda “yargılamanın yenilenmesi”, “kanun yararına bozma” ve “Cumhuriyet başsavcılığı itirazı” olmak üzere üç farklı olağanüstü kanun yolu öngörülmüştür. CMK m. 323/3’te yer alan düzenlemenin, madde metnindeki ifadeden dolayı (-yargılamanın yenilenmesi sonucunda-), sadece yargılamanın yenilenmesi yolu için öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Görüldüğü üzere Anayasa Mahkemesi CMK m. 323/3’te yer alan düzenlemenin sadece yargılamanın yenilenmesi için değil; diğer tüm olağanüstü kanun yolları bakımından uygulama alanı bulabileceğini kabul etmiştir.

Buna göre ister yargılamanın yenilenmesi ister kanun yararına bozma isterse de Cumhuriyet başsavcılığı itirazı sonucunda bozularak beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının verilmesi hâlinde önceki mahkûmiyet kararının tamamen veya kısmen infaz edilmesi dolayısıyla kişinin uğradığı maddi ve manevi zararların öncelikle 5271 sayılı Kanun’un 141. ila 144. maddeleri hükümlerine göre tazminini talep etmek gerekmektedir. Söz konusu hukuki çareden istenilen sonuç alınamadığı takdirde Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmalıdır. Aksi halde başvuru yollarının tüketilmediği gerekçesiyle kabul edilmezlik kararı verilebilecektir.

Bilgilerinize sunarız.

Yazar Hakkında

Av. Burak AKIN

Av. Burak AKIN lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde, tezli yüksek lisans eğitimini ise Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde tamamlamış olup halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde doktora eğitimine devam etmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ayrıca bu yazıları da inceleyebilirsiniz.