YARGITAY CEZA GENEL KURULU: Cumhuriyet Savcısı Tarafından Verilen Takipsizlik Kararı Başsavcı Veya Vekilinin Onayına Tabi Değildir. Başsavcı Veya Vekili Kararı İade Edemez.

Suç soruşturması sonucunda şüphelinin isnat edilen suçu işlediğine dair yeterli şüphenin oluştuğu kanaatine varılırsa soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı tarafından iddianame düzenlenmesi zorunludur. Deliller şüphelinin isnat edilen suçu işlediğine dair yeterli şüphenin oluşmasını sağlamıyorsa soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı tarafından “kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” veya uygulamadaki adı ile “takipsizlik kararı” verilecektir.

Ancak uygulamada soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarınca takipsizlik kararı verildiğinde anılan karar Ulusal Yargı Ağı Bilişim Portalı (UYAP) üzerinden elektronik olarak imzalandıktan sonra bağlı olunan Başsavcı veya vekilinin onayına sunulmaktadır. Soruşturmayı yürüten savcı ile Başsavcı veya vekili arasında görüş ayrılıklarının ortaya çıkması ise uygulamada bazı hukuksal sorunlara neden olmaktadır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2019/84 E., 2020/399 K., 6/10/2020 T.’li kararına konu olayda soruşturmayı yürüten Başsavcı vekili tarafından takipsizlik kararı verilmiş ve anıla karar UYAP üzerinden Başsavcıya gönderilmiştir. Başsavcı tarafından ise kamu davası açılması için yeterli şüphenin oluştuğu mütalaası ile takipsizlik kararı iade edilmiştir. Sonrasında Cumhuriyet savcısı tarafından şüpheli hakkında iddianame düzenlenerek kamu davası açılmıştır. Yargılamayı yapan mahkemece usulüne uygun dava açılmadığı gerekçesiyle durma kararı verilmiştir. Durma kararına katılan vekilince yapılan itiraz üst merci tarafından reddedilmiştir. Bunun üzerine Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozma yoluna başvurularak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından usulüne uygun dava açıldığı gerekçesiyle mahkemece verilen durma kararına yapılan itirazın reddi kararının kaldırılması talep edilmiştir. Adalet Bakanlığının talebi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kabul edilerek kanun yararına bozma yoluna başvurulmuştur. Ancak kanun yararına bozma başvurusunu değerlendiren Yargıtay 7. Ceza Dairesi kanun yararına bozma talebini reddetmiş ve durma kararının ve bu karara yapılan itirazın reddi kararının usulüne uygun olduğuna karar vermiştir. Yargıtay 7. Ceza Dairesi kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca CMK m. 308’den kaynaklanan itiraz kanun yoluna başvurulmuş olması nedeniyle uyuşmazlık değerlendirilmek çözüme kavuşturulmak üzere Yargıtay Ceza Genel Kurulu önüne gelmiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2019/84 E., 2020/399 K., 6/10/2020 T.’li kararında; Cumhuriyet savcısının soruşturma evresinin asıl yetkilisi olduğunu, kamu davasını açma tekelini elinde bulundurduğunu ve soruşturma evresinin sonunda iddianame veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verme hususunda kanundan doğan asli yetkiye sahip olduğunu, kanunlarda idari veya adli denetim yaparak Cumhuriyet savcısının suç soruşturması sonucunda verdiği kararların kaldırılması yetkisinin Cumhuriyet başsavcısına tanınmadığını, Cumhuriyet Başsavcısının Cumhuriyet  savcıları üzerinden sahip olduğu gözetim ve denetim yetkisinin Cumhuriyet Başsavcısına kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların hukuken sonuç doğurmasına bir etkisinin olmayacağını, anılan gözetim ve denetim yetkisinin bir suç soruşturması sonucunda hangi kararın verilmesi gerektiği yönündeki emirleri veya kararın onanmasını/iade edilmesini kapsamayacağını, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın geçerlilik şartları arasında Cumhuriyet Başsavcısı tarafından anılan kararın onaylanması şeklinde bir işlemin bulunmadığını, Cumhuriyet savcısı tarafından elektronik imza ile imzalanan kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın hiçbir onay işlemine gerek olmadan hukuken geçerli hâle geleceğini, CMK’da açıkça düzenlenen şartlar gerçekleşmeden hukuken geçerli kovuşturmaya yer olmadığına dair karar kaldırılarak iddianame tanzim edilemeyeceğini belirterek Cumhuriyet savcısı tarafından verilen takipsizlik kararının Başsavcı veya vekilinin onayına tabi olmadığını ve Başsavcı veya vekilinin kararı iade edemeyeceğini kabul etmiştir.

Bilgilerinize sunarız.

Yazar Hakkında

Av. Burak AKIN

Av. Burak AKIN lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde, tezli yüksek lisans eğitimini ise Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde tamamlamış olup halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde doktora eğitimine devam etmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ayrıca bu yazıları da inceleyebilirsiniz.