Bilindiği üzere 21.6.1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasında; “Askerlik çağına girdikten sonra yapılan yaş değişiklikleri (mahkemece resmi hastane doğum kayıtları esas alınarak yapılanlar hariç) askerlik işlemlerinde dikkate alınmaz.” denilmektedir.
Yaşı resmî hastane doğum kaydı dışındaki delillere dayanılarak değiştirilen bir kişi bedelli askerlik imkanından yararlanmak için idareye (Askerlik Şubesi’ne) başvuruda bulunmuş ancak idarece Askerlik Kanunu m. 81/1 gerekçe gösterilerek, yani yaş resmi hastane doğum kayıtlarına göre değiştirilmediğinden, başvurunun reddine karar verilmiştir. Talebi reddedilen kişi, daha önce resmi kayıtlarda 16.4.1994 olarak gözüken doğum tarihini mahkemeye başvurarak 16.10.1993 olarak değiştirmiştir. Bilindiği üzere 26.7.2018 tarihli ve 7146 sayılı “Askerlik Kanunu İle Diğer Bazi Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapilmasına Dair Kanun” ile 1.1.1994 tarihinden önce doğanların (1.1.1994 dahil) bedelli askerlik imkanından yararlanmasına imkan tanınmıştır.
Ret kararının iptal edilmesi talebiyle idare mahkemesinde açılan davada da olaya uygulanacak olan kuralın (Askerlik Kanunu m. 81/1-birinci cümle-) Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasını ciddi bulan Mahkeme kuralın iptal edilmesi talebiyle somut norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur. İtiraz gerekçesinde kural ile askerlik çağına girdikten sonra mahkemece yaş düzeltmesi yapılan yükümlüler arasında ayrım yapıldığı, resmî hastane doğum kaydı dışındaki delillere göre verilen kararlar yönünden mahkeme kararının bağlayıcılığı kuralına istisna getirilmesinin hukuk devleti ve eşitlik ilkelerini ihlal ettiği belirtilmiştir. Böylelikle kuralın Anayasa’nın 2., 5., 10. ve 138. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Anayasa Mahkemesi tarafından öncelikle resmî hastane kaydına dayanmayan yaş düzeltmelerinin askerlik işlemlerinde dikkate alınmamasını öngören itiraz konusu kuralın, vatan hizmetine ilişkin düzenin aksaklıklara yol açmadan nesnel ve sağlıklı şekilde sürdürülmesi amacına yönelik olduğu ve kamu yararı amacıyla getirildiği ifade edilmiştir. Arından ayrı hukuksal durumların farklı kurallara bağlı tutulmasının eşitlik ilkesini zedelemeyeceği ilkesinden bahsedilerek kuralda öngörülen ayrımın objektif bir ölçüte dayandığı, yaş değişikliği sebebi farklı olan kişilerin aynı hukuki konumda olduklarının söylenemeyeceği, bu nedenle eşitlik ilkesine aykırı bir durum olmadığı vurgulanmıştır (2019/3 E., 2019/12 K., 14.3.2019 T.).