Anayasa Mahkemesi’nin 15.01.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan kararında; TCK’nın 292. maddesinde yer alan “Hükümlü ve tutuklunun kaçması” suçunun Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu iddiasıyla yapılan başvuru karara bağlanmıştır.
İtiraz başvurusunda ilk derece mahkemesi suçun maddi unsurlarının ceza infaz kurumundan izinli ayrılıp geri dönmeyen hükümlü ile ceza infaz kurumundan firar eden hükümlü bakımından farklı şekilde düzenlendiği, anılan durumun eşitlik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Gerçekten de ceza infaz kurumundan izinli ayrılıp geri dönmeyen hükümlünün suçu faili olabilmesi için, izin süresinin bitiminden itibaren iki gün geçmesine rağmen geri dönmemesi gerekir (CGTİK m. 97/1).
Buna karşılık ceza infaz kurumundan firar eden hükümlü açısından böyle bir süre sınırı yoktur.
Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan değerlendirmede öncelikle hukuksal statüleri farklı olan kişilere farklı kuralların tatbik edilmesinin eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmeyeceği belirtilmiştir.
Sonrasında ceza infaz kurumundan izinli ayrılıp geri dönmeyen hükümlü ile ceza infaz kurumundan firar eden hükümlünün hukuki statülerinin farklı olduğu ifade edilmiştir. Bu kapsamda, her iki ihtimalde ihlal edilen hukuki yararın da farklı olduğu değerlendirilmiştir.
Sonuç olarak hukuki statüleri farklı olan kişilere (ceza infaz kurumundan izinli ayrılıp geri dönmeyen hükümlü ve ceza infaz kurumundan firar eden hükümlü) farklı kuralların uygulanmasının eşitlik ilkesine aykırı olmadığı sonucuna varılmıştır.