Karara konu olayda; rahatsızlığı sebebiyle devlet hastanesine başvuran hastaya görevli doktorun talimatıyla hemşire tarafından iğne yapılmıştır. Yapılan iğnenin etkisiyle hastanın sol bacağında his kaybı meydana gelmiş ve başvurucu topal olmuştur.
Açılan dava kapsamında düzenlenen Adli Tıp Kurumu Raporu’nda enjekte edilen ilaçların doku içi yayılımı nedeniyle sinir hasarının meydana gelebileceği, enjeksiyon tekniğinin doğru yapılması durumunda da öngörülemeyecek ve önlenemeyecek belirtilerin ortaya çıkabileceği belirtilmiştir.
Raporun devamında enjeksiyonun yapılış tekniği ve uygulanan bölgenin uyumsuzluğu yönünden tıbbi bir delil olmadığı ifade edildikten sonra, hekim ve hemşireye kusur atfedilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
İdare Mahkemesi, anılan Rapora dayanarak oyçokluğu ile davanın reddine karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesince, ATK Raporu’nda soyut bilgilere yer verildiği, somut olaya özgü değerlendirme yapılmadığı (hekim ve hemşirenin kusurunun bulunup bulunmadığı), başvurucunun komplikasyon konusunda önceden bilgilendirilmediğine dair beyanlarının irdelenmediği ifade edilmiştir.
Dolayısıyla bu nitelikte bir Rapor esas alınarak idare aleyhine hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle açılan davanın reddedilmesinin kişinin maddi ve manevi varlığının korunması hakkının (Anayasa m. 17) ihlaline neden olacağı neticesine varılmıştır.
Söz konusu karar için bkz. (AYM, B. No: 2015/9714, 11.12.2018 T.)