TUTUKLULUK İNCELEMELERİNİN TUTUKLU KİŞİ BİZZAT DİNLENMEKSİZİN SADECE MÜDAFİİNİN DİNLENİLMESİ SURETİYLE YAPILMASI DURUMUNDA BİREYSEL BAŞVURU SÜRESİNİN BAŞLANGICI

Tutukluluk incelemelerinin tutuklu kişi bizzat dinlenmeksizin sadece müdafiinin dinlenmesi suretiyle yapılması durumunda 30 günlük bireysel başvuru süresinin hangi tarihten itibaren başlayacağı Anayasa Mahkemesi’in Emrah Duran başvurusu (2) kararında değerlendirilip sonuca bağlanmıştır.

Karara Konu Olay

Anayasa Mahkemesi’nin EMRAH DURAN BAŞVURUSU (2) kararına konu olay (B. No: 2020/32373, Karar Tarihi: 4/7/2022) şöyledir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (CBS) FETÖ/PDY bağlantılı suçlar nedeniyle başlatılan soruşturmada başvurucuyu 20/2/2020 tarihinde gözaltına almıştır. İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliği 26/2/2020 tarihinde başvurucuyu terör örgütüne üye olma suçundan tutuklamıştır. İstanbul CBS 31/3/2020 tarihinde başvurucu hakkındaki soruşturmayı tefrik etmiş ve yetkisizlik kararıyla Kocaeli CBS’ye göndermiştir. Başsavcılığın talebi üzerine 15/5/2020 tarihinde Kocaeli 1. Sulh Ceza Hâkimliği başvurucuyu Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla dinleyerek tutukluluk durumunu değerlendirmiştir. Tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir. Bu karara yapılan itirazı Kocaeli 2. Sulh Ceza Hâkimliği dosya üzerinden inceleyerek 24/6/2020 tarihinde kesin olarak reddetmiştir.

Başsavcılığın talebi üzerine 11/6/2020, 9/7/2020 ve 4/8/2020 tarihlerinde Kocaeli Sulh Ceza Hâkimliği tutuklu kişiyi bizzat dinlemeyerek tutukluluk durumunu dosya üzerinden inceleyerek değerlendirmiş ve başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir. Başvurucunun 11/6/2020 tarihli karara yaptığı itirazlar Kocaeli 3. Sulh Ceza Hâkimliğince 25/6/2020 ve 8/7/2020 tarihlerinde, 4/8/2020 tarihli karara yaptığı itiraz ise Kocaeli 2. Sulh Ceza Hâkimliğince 12/8/2020 tarihinde dosya üzerinden incelenerek reddedilmiştir.

Bu süreçte başvurucunun 26/6/2020 havale tarihli dilekçeyle tahliye talebini Kocaeli 1. Sulh Ceza Hâkimliği dosya üzerinden incelemiştir. 29/6/2020 tarihinde itirazın reddine karar vermiştir. Başvurucu bu karara itiraz etmiştir. Kocaeli 2. Sulh Ceza Hâkimliğİ tutuklu kişiyi bizzat dinlemeyerek dosya üzerinden inceleme yaparak 6/7/2020 tarihinde itirazın kesin olarak reddine karar vermiştir.

Başsavcılığın talebi üzerine 1/9/2020 tarihinde Kocaeli 2. Sulh Ceza Hâkimliği tutuklu kişiyi bizzat dinlemeyerek başvurucunun yokluğunda müdafiini dinleyerek değerlendirmiş ve tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir. Bu karara başvurucu tarafından yapılan itiraz Kocaeli 3. Sulh Ceza Hâkimliğince dosya üzerinden incelenerek 9/9/2020 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir.

Başvurucu itirazın reddi kararının tebliğinden itibaren 30 gün içinde 12/10/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurucu, tutukluluk incelemesinin yapıldığı 15/5/2020 tarihinden itibaren doksan gün içinde -hâkim önünde- yapılması gereken sonraki tutukluluk incelemesinin süresinden sonra 1/9/2020 tarihinde yapıldığını, yapılan incelemede kendisinin hazır edilmeksizin (tutuklu kişi bizzat dinlenmeksizin) sadece müdafiinin dinlendiğini, bu nedenlerle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Anayasa Mahkemesi’nin Değerlendirmesi

Bilindiği üzere kanun koyucu 25/07/2018 tarihli ve 7145 sayılı “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 13. maddesiyle, 12.4.1991 tarihli ve 3713 sayılı “Terörle Mücadele Kanunu”na eklenen “Geçici Madde 19”un birinci fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (3) numaralı alt bentlerinde;

“1. Tutukluluğa itiraz ve tahliye talepleri dosya üzerinden karara bağlanabilir.

2. Tahliye talepleri en geç otuzar günlük sürelerle tutukluluğun incelenmesi ile birlikte dosya üzerinden karara bağlanabilir.

3. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 108 inci maddesi uyarınca yapılan tutukluluğun incelenmesi en geç, otuzar günlük sürelerle dosya üzerinden, doksanar günlük sürelerle kişi veya müdafi dinlenilmek suretiyle resen yapılır.”

şeklinde düzenlemelere yer vererek tutukluluk incelemelerinin doksanar günlük sürelerle kişi veya müdafi dinlenilmek suretiyle resen yapılması gerektiğini düzenlemiştir. Başvurucu tutukluluk incelemelerinin 90 günlük süreye uygun yapılmamasından ve kendisine söz hakkı verilmemesinden şikayetçidir.

Anayasa Mahkemesi, başvurucu kendisinin yokluğunda verilen tutukluluk halinin devamı kararına yaptığı itirazın reddinin kendisine tebliğinden itibaren 30 gün içinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuş olsa da başvurunun 30 günlük süre içinde yapılmadığı gerekçesiyle başvuruyu “süre aşımı” gerekçesiyle kabul edilemez bulmuştur.

Anayasa Mahkemesi, hakim/mahkemenin tutuklu kişiyi bizzat dinlenmeyerek sadece müdafiini dinleyerek tutukluluk halinin devamına karar vermesi durumunda bu karara tutuklu kişinin, “tutukluluk incelemesinde hakim/mahkemenin kendisine bizzat söz hakkı vermediği” gerekçesiyle yaptığı itirazın hakim/mahkemenin kendisini dinlemesine yol açacak nitelikte olmadığını söylemiştir. Bu nedenle tutuklamanın devamı kararına bu gerekçe ile itirazın etkili bir hukuk yolu olmadığını ifade etmiştir.

“30….Öte yandan başvurucu 1/9/2020 tarihinde yapılan ve müdafiinin katıldığı tutukluluk incelemesi duruşmasında kendisinin hazır bulundurulmadığından da şikâyet etmektedir. Tutukluluğun devamına ilişkin itiraz yolunun bu hususa dair etkili bir yol olduğunu söylemek mümkün değildir. Dolayısıyla başvurucunun her iki şikâyet yönünden de anılan duruşma tarihinden itibaren otuz gün içinde bireysel başvuruda bulunması gerekecektir.”

Dolayısıyla Mahkemeye göre tutuklu kişi hakkında tutukluluk incelemesi yapılırken sadece müdafiinin dinlenmesinden kendisinin ise beyanlarına başvurulmamasından şikayetçi oluyorsa inceleme sonucunda verilen tutukluluk halinin devamı kararına karşı itiraz etmesine gerek olmadan doğrudan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmalıdır. 30 günlük bireysel başvuru süresi tutuklunun kendisinin katılmadığı ve fakat müdafiinin iştirak ettiği duruşma tarihinden başlar. Bireysel başvuru süresi tutuklamanın devamına karşı yapılan itirazın kesin olarak reddinin başvurucuya tebliği tarihinden başlamaz.

“31. Somut olayda başvurucu müdafii 1/9/2020 tarihindeki Kocaeli 2. Sulh Ceza Hâkimliğince yapılan tutukluluk incelemesine katılmış ve tutukluluğa ilişkin savunma ve itirazlarını sözlü olarak sunma imkânı bulmuştur. Dolayısıyla anılan tarihte başvurucunun şikâyetine konu müdahale sona ermiştir. Diğer taraftan başvurucu söz konusu duruşmada kendisinin dinlenilmemesi nedeniyle de şikâyetçi olmuştur. Başvurucunun bu hususa dair müdahaleyi de anılan tarihte öğrendiği konusunda bir tereddüt olmaması gerekir. Bu itibarla başvurucunun söz konusu duruşmanın yapıldığı 1/9/2020 tarihinden itibaren otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 12/10/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmaktadır.

32. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.”

Bu nedenle tutuklu kişilerin tutukluluk incelemelerinde kendisine söz hakkı verilmediği şikayetiyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapmak istemesi halinde 30 günlük sürenin başlangıcına dikkate etmesi gerekir.

Bilgilerinize sunarız.

Yazar Hakkında

Av. Burak AKIN

Av. Burak AKIN lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde, tezli yüksek lisans eğitimini ise Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde tamamlamış olup halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde doktora eğitimine devam etmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ayrıca bu yazıları da inceleyebilirsiniz.