Mahkumiyetin Tek Başına veya Belirli Ölçüde Tanık Anlatımlarına Dayanması

Anayasa Mahkemesi’nin mahkumiyetin tek başına veya belirli ölçüde tanık anlatımlarına dayanması ile ilgili Onur Urbay başvurusu kararına (B. No: 2014/6222, 06.3.2019, Karar için bkz. 28.03.2019 Tarihli ve 30728 Sayılı Resmi Gazete) konu olayda Y.K. isimli kişi bir soruşturma kapsamında kolluk görevlilerine verdiği ifadesinde başvurucunun terör örgütü üyesi olduğunu belirtmiştir. Ardından başvurucu kolluk görevlilerince bildiri dağıtırken yakalanmış ve gözaltına alınmıştır. Sonrasında büyük ölçüde Y.K’nın beyanlarına dayanılarak başvurucu hakkında terör örgütü üyeliğinden mahkumiyet kararı verilmiştir.

Mahkumiyet kararı verilen mahkemece Y.K duruşmada tanık olarak dinlenmemiş, Y.K.’nın bir başka soruşturma kapsamında kolluk görevlilerine verdiği ifadesine dayanılmıştır. Dolayısıyla başvurucu tanığı duruşmada esnasında sorgulayamamıştır. Mahkeme tarafından tanığın neden duruşmada dinlenmediği hususunda herhangi bir açıklamada bulunulmamıştır.

Anayasa Mahkemesi tarafından ilk olarak mahkemelerin sanığın tanığı sorgulama imkanından yararlandırılmamasının “geçerli bir nedene dayandığını gösterme yükümlülüğünün” olduğu ifade edildikten sonra somut olaydaki ilk derece mahkemesinin anılan yükümlülüğü yerine getirmediği tespit edilmiştir. Mahkeme kararında anılan yükümlülüğün ihlalinin tek başına hakkaniyete uygun yargılama hakkının ihlaline neden olmayacağı ifade edildikten sonra ancak yargılamanın genel olarak adilliğini zedelemesi halinde tanığın duruşmada dinlenmesinin Anayasa m. 36’ya (adil yargılanma hakkı) aykırı olacağı belirtilmiştir. Devamında da mahkumiyetin tek başına veya belirli ölçüde tanık anlatımlarına dayanması durumunda tanığın duruşmada dinlenmemesinin yargılamanın genel olarak adilliği üzerinde olumsuz sonuçlar yaratacağı vurgulanmıştır.

Bu açıklamalardan sonra Yüksek Mahkeme, başvurucunun tek başına olmasa da büyük ölçüde duruşmada tanık olarak dinlenmeyen Y.K.’nın beyanlarına dayanılarak cezalandırıldığını tespit etmiştir. Yüksek Mahkeme’ye göre Y.K’nın beyanlarından sonra başvurucu hakkında soruşturma başlatılmış ve kamu davası açılmıştır. Yine anılan beyanlar nedeniyle suçlama konusu olay ile başvurucu arasında illiyet bağlantısı kurulmuştur. Başvurucu YK.K’nın kolluktaki beyanlarının işkence altında alındığını ve daha sonra anılan beyanları geri çektiğini ileri sürmüş ise de derece mahkemelerince bu hususta bir araştırma yapılmamıştır.

Y.K.’nın beyanlarının yanı sıra başvurucunun bildiri dağıtması da mahkumiyet hükmünde gerekçe olarak gösterilmiş ise de Anayasa Mahkemesi bu hususun tanığın duruşmada dinlenmemesini telafi etmek bakımından yeterli olmadığı sonucuna ulaşmıştır.

Sonuç olarak başvuruya konu olayda mahkumiyetin tek başına veya belirli ölçüde tanık anlatımlarına dayanması durumunda Anayasa m. 36’da güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiği neticesine varılmıştır.

Yazar Hakkında

Av. Burak AKIN

Av. Burak AKIN lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde, tezli yüksek lisans eğitimini ise Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde tamamlamış olup halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde doktora eğitimine devam etmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ayrıca bu yazıları da inceleyebilirsiniz.