Anayasa Mahkemesi Farklı Ceza İnfaz Kurumunda Olsalar Bile Tutuklu Eşlerin Telefonla Görüşme Hakkının Olduğuna, Aksine Uygulamanın Aile Hayatına Saygı Hakkını İhlal Edeceğine Karar Vermiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin F.B. Başvurusu kararına konu olayda (B. No: 2018/34757, 19.10.2021 T., Karar için bkz. 31.12.2021 Tarihli ve 31706 Sayılı Resmi Gazete) FETÖ/PDY suçlamasıyla tutuklu olan başvurucu tutuklu eşlerin telefonla görüşme hakkının bulunduğu gerekçesiyle farklı bir ceza infaz kurumunda aynı suçtan tutuklu bulunan eşi ile TELEFONLA görüşme talebinde bulunmuştur.

Başvurucunun telefonla görüşme talebi reddedilmiştir. Karar gerekçesinde 6/4/2006 tarihli ve 26131 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün 88. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (o) bendinde yer alan “Hükümlülere dışarıdan telefon açılmak suretiyle görüşme yaptırılmaz.” hükmü gereğince talebin reddine karar verildiği ifade edilmiştir. Bu nedenle telefonla görüşmeye izin verilmemiştir.

Başvurucu ret kararlarına yapılan itirazın da reddedilmesinden sonra tutuklu eşlerin telefonla görüşme hakkının bulunduğu gerekçesiyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği şikayetiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştur.

Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararda; devletin hükümlü ve tutukluların özellikle yakın derecedeki aile bireyleri ile temasını devam ettirecek önlemleri alması yönünde pozitif yükümlülüğü bulunduğu belirtilmiştir. Anayasa Mahkemesi’ne göre söz konusu iletişim ve temas sınırlanabilir. Ancak, sınırlansa dahi, devletçe asgari düzeyde iletişim ve temas kurulmasına izin verilmelidir. Devlet böyle bir iletişim için uygun imkanları sağlamalıdır. Örneğin farklı yerleşkelerde veya şehirlerde bulunan ceza infaz kurumlarında barındırılan mahpusların birbirleriyle yüz yüze görüştürülmeleri beklenemez. Ancak yakın aile bağı olan bu durumdaki mahpusların birbirleriyle uygun vasıtalar aracılığıyla görüştürülmelerinin sağlanması gerekir. Yani Mahkemeye göre tutuklu eşlerin telefonla görüşme hakkının varlığı noktasında tereddüt yoktur.

Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde Mahkemeye göre tutuklu eşler arasında aile hayatının sürdürülmesine imkân sağlayacak şekilde asgari düzeyde iletişim kurulmasına uygun bir vasıta olarak değerlendirilebilecek telefonla görüşme hakkından başvurucunun yaklaşık on beş ay gibi bir süre boyunca yararlandırılmamasının Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınmış aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiği sonucuna varmak gerekir.

Başvurucu tarafından tazminat talebinde bulunulduğu  için ihlal tespitinin yanı sıra başvurucuya ayrıca net 10.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

NOT-1: Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin, 20172611 E.,  2018/1378 K., 26/03/2018 T.’li kararı da Anayasa Mahkemesi’nin tutuklu eşlerin telefonla görüşme hakkının var olduğuna dair yukarıdaki kararıyla aynı doğrultudadır. Karara konu olayda İnfaz Hakimliği başvurucunun talebini reddetmiştir. Başvuru İnfaz Hakimliği kararına karşı Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etmiş ve Mahkemece itirazın kabulüne karar verilmiştir. Adalet Bakanlığı farklı ceza infaz kurumunda bulunan eşlerin birbiriyle telefonla görüştürülmesine dair itirazın kabulü kararına karşı kanun yararına bozma yoluna başvurmuştur. Başvuruyu inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi “Somut olayda ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunan E. T.ın, başka bir ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunan eşi ile telefonla haberleşme hakkının bulunduğu, tutuklunun telefonla haberleşme hakkının Cumhuriyet savcısı ya da mahkemesince kısıtlandığına dair bir kararın da dosyada bulunmadığı anlaşılmakla; Tutuklu E.T.’ın, başka bir ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunan eşi ile telefonla görüşme talebinin reddine dair Afyonkarahisar İnfaz Hakimliğinin 04/08/2017 tarihli, 2017/1078 esas, 2017/1099 karar sayılı kararına yönelik itirazının kabulüne dair itiraz merci olan  Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/08/2017 tarihli ve 2017/742 değişik iş sayılı kararında isabetsizlik görülmediğinden, bu karara yönelik Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün KANUN YARARINA BOZMA talebinin CMK’nun 309. maddesi uyarınca REDDİNE,” karar vermiştir.

NOT-2: Anayasa Mahkemesi aylık hukuk bültenimizde de yer verdiğimiz daha önce tesis ettiği başka bir kararında (B. No: 2016/57050, 3.07.2019 T., Karar için bkz. 31.07.2019 Tarihli ve 30848 Sayılı Resmi Gazete) aynı ceza infaz kurumunda veya farklı ceza infaz kurumunda olsalar bile aynı yerleşke içinde bulunan tutuklu eşlerin birbiriyle YÜZYÜZE görüştürülmemesinin aile hayatına saygı hakkını ihlal edeceğine karar vermişti.

Yazar Hakkında

Av. Burak AKIN

Av. Burak AKIN lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde, tezli yüksek lisans eğitimini ise Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde tamamlamış olup halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde doktora eğitimine devam etmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ayrıca bu yazıları da inceleyebilirsiniz.